Eleştirel Düşünme Dersinin üçüncü oturumu, 17 Mayıs Çarşamba günü İstanbul Mostar Gençlik Derneği’nde yapıldı. Sulhi Ceylan bu derste eleştirel düşünme becerisi için gereken erdemler, eleştirel düşünürler ile dogmatik düşünürler arasındaki farklar ve bazı kavramlardan bahsetti.
***
Eleştirel Düşünme Becerisi için Gereken Erdemler
Bir insanın eleştirel düşünme becerisine sahip olması için bazı erdemlere haiz olması gerekir.
Dürüstlük: Bir insan hem başkalarına karşı hem de kendisine karşı dürüstse, eleştirel düşünme beceresine haiz olabilir. Dürüst insan bilmediklerinin farkındadır. Dolayısıyla, bilmediklerinin farkında olan insan bilmediğini öğrenmeye gayret eder. Karşısındakini yalan yanlış delillerle istediği yere kanalize etmeye, belli bir anlayışı benimsetmeye çalışmaz. Derdi doğruluktur.
Adillik: Karşımızdakinin düşüncelerine uyguladığımız bütün elemeyi, araştırmayı kendi düşüncelerimize de uygulamamız gerekir. Adil olmayan kişi eleştirel düşünmeyi gerçekleştiremez.
Dengelilik: Bir konu hakkındaki aşırı uç fikirler genelde yanlış olur. Aşırı uçların bir konuya objektif bakma imkânı yoktur. Dertleri sansasyonel olmaktır.
Sabır: Doğrunun ortaya çıkması için gayret gerekir. Sonuca, “2+2=4” işleminin sonucuna ulaştığımız gibi ulaşamayız. Bir sürü denklem ve argümanlarla uğraştıktan sonra sonuca ulaşabiliriz.
Cesaret: Bir insan cesur değilse, menfaat kaybına uğramaktan korkuyorsa eleştirel düşünemez.
Eleştirel Düşünmede Evrensel Standartları
Bir düşüncenin evrensel olabilmesi için bazı standartlara sahip olması gerekir. Bir fikir aşağıda sayacağımız standartlardan yoksunda evrensellik sıfatını elde edemez. Burada evrensellikten kasıt evrensel akıldır ki bu da aklın yasalarına uygunluktan geçer. Bir fikir evrensel standartlara haiz olmalıdır ki bu sayede dünyanın her yerinde geçerli olsun.
- Doğruluk
- Netlik
- Derinlik
- Mantıklılık
- Önemlilik
- Açıklık
ELEŞTİREL DÜŞÜNÜR İLE DOGMATİK DÜŞÜNÜR ARASINDAKİ FARKLAR
ELEŞTİREL DÜŞÜNÜR | DOGMATİK DÜŞÜNÜR |
Eleştirel düşünür kendine karşı dürüsttür. | Dogmatik düşünür kendine yalan söylemekten hoşlanır ve kendinin ilk inananıdır. |
Hatalarından ders çıkarır. | Hatalarını kabul etmez. |
Eksiklerini kabul eder. | Kendisinde eksik görmez. |
Önüne bir sorun çıktığında heyecanlanır, onu çözmek için uğraşır. | Canı sıkılır. Genelde “Nerden çıktı bu sorun” der. |
Doğrunun aşığıdır. | Kendisinin doğru olmasına âşıktır. |
Merakı hep canlıdır. | Meraksızdır. Kendi doğrularını ona yetmektedir. |
Derdi hakikattir. | Derdi kendidir. (Ego) |
Tevazu sahibidir. | Kibirlidir. |
Düşünceleri kanıtlara dayanır. | Düşünceleri egosuna, benliğine dayanır. |
Sıra dışı düşüncelerin nadiren de olsa doğru olduğunu bilir. | Sıra dışı düşüncelerin genelde doğru olduğuna inanır. |
Eleştirel Düşünme ile İlgili Kavramlar
Kavram: Bir objenin zihindeki tasavvurudur. Ne demek bu? Önümüzde bir bardak var. Elimize alıp inceledikten sonra zihnimizde bir bardak formu oluşturuyoruz. Fakat artık düşündüğümüz bardak herhangi bir bardak; siyah, mavi, sarı, kâğıt, cam, porselen vs. değil. “Bardak olmaklık” var zihnimizde. Bardağı sıfatlarından soyduk ve kavramına ulaştık. Yani objeyi sıfatlarından soyup tümele varıyor ve böylece zihnimizde yaşatıyoruz.
Rasyonel: Akla, akıl yasalarına uygun olan ki bu anlaşılmaya da uygun demektir. Rasyonalizm de bilginin doğuştan gelen akıl sayesinde meydana geldiğini savunan akımdır.
Aklın 4 yasası: Rasyonel olmak aklın yasalarına uymak demektir. Bir şey düşündüğümüzde aklın yasalarına göre düşünürüz. Bu yasalar dört tanedir.
a. Özdeşlik İlkesi: Bir şey ne ise odur. Yani A, A’dır. Şöyle sadeleştirelim: Kalem kalemdir. Kaleme sonradan masa diyemeyiz. Kaleme masa dersek masaya ne diyeceğiz?
b. Çelişmezlik İlkesi: Bir şey hem kendisi hem de başkası olamaz. Yani A, A olmayan değildir. A, A olmayan hiçbir şey değildir. Âdem Âdem’dir. Âdem, Ahmet olamaz.
c. Üçüncü Şıkkın İmkânsızlığı İlkesi: Bir şey ya vardır ya yoktur, ortası olmaz. Âdem aynı anda hem burada hem de dışarıda değildir. Yani iki durumun arasında üçüncü bir yol yoktur.
d. Yeter – Sebep İlkesi: Bu ilkeyi Leibniz ekliyor. Her şeyin bir var olma sebebi vardır. Sebepsiz bir oluştan bahsedemeyiz. Sebepsiz oluş akla aykırıdır.
Argüman: Argüman bir kanıtlama tarzıdır. Bir fikri doğrulamak vb. için gerekçelendirmedir.
Örnek:
Tüm insanlar ölümlüdür.
Sokrates insandır.
O halde Sokrates ölümlüdür.
Öncül: Yukarıda verilen Sokrates örneğinde yer alan üç madde birer öncül. Yani argümanı ortaya koyan delillerin her biri öncüldür.
Önerme: Bir hükmün dil ile ifadesidir. Mesela “Ömer tez yazar.” dediğimde bir hüküm ifade etmiş oluyorum.
Akıl Yürütme: Zihnin bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyenleri elde etme çabasıdır. A’yı biliyoruz, B’yi biliyoruz ve bu iki bilinenlerden yola çıkarak C’ye ulaşıyoruz. Bilinenler arasındaki ilişkiyi fark ederek bir bilinmeyeni bilinir kılmaktır akıl yürütmek. Yani, iki bilinenden bir bilinmeyene ulaşma çabası.
Tümdengelim: Zihnin tümel (genel) bir önermeden tikel veya tekil bir önermeye geçişi. Bütünden parçaya inmek de diyebiliriz. Bütün için doğru olan parça için de doğrudur bu sebeple tümdengelim kıyasın en kesin formudur.
Örnek:
Bütün öğrenciler öğrenim harcı ödemez.
Adem öğrencidir.
Adem de öğrenim harcı ödemez.
Tümevarım: Tekilden tümele, özelden genele gitmektir. Parçadan bütüne… Bu sebeple tümdengelim gibi kesin sonuç vermez. Çünkü tüm parçaları incelemek imkânsızdır. Ama aciz olduğumuz ve bazen bir bütünün parçaları çok olduğu için ister istemez tümevarım uygularız. Sonuç kesin olmaz haliyle.
Örnek:
“Bu odunun, bu demirin, bu bakırın sıcaklıkla hacmi genişliyor.
Öyle ise sıcaklık cisimlerin hacmini genişletmektedir.”
Aktaran: Adem Suvağcı
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 1
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 2
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 3
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 4
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 5
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 6
Eleştirel Düşünme Ders Notları – 7