Hayatı nasıl tanımlamak gerekir acaba? Faydalı olana doğru yolculuk olur mu mesela? Ya da vücut bütünlüğünü korumaya yönelik bilinçli hareketler bütünü mü? Kışkırtıcı kelimelerin gölgesinde sırılsıklam ıslanmak mı? Özgürlük ve gerçeklik tutkusuna ne diyeceğiz peki? Belki de hayat tanımlardan öte bir gerçeklik. Yani kelime kabına sığmayan…
Hayatın anlamını sorgulayan ve sorgularken çalınmadık kapı bırakmak istemeyen Edebifikir Söyleşileri 30 Eylül’de başlıyor. Durgun bir denizken dalgaya hasret kalan, hayatı boyunca odasından çıkmayan, cevizi kabuğu ile yemeye çalışan, hiç okula gitmeden diploma alma rüyasını her gün gören, modern dünyanın tam göbeğinde göbeğini kaşımanın felsefe yapmak olduğunu düşünen, bir burs için kaç kapı çalması gerektiğine dair formül yazan ve kafası karışık tüm okurları, öğrencileri ve öğrenci olmayanları söyleşilerimize bekliyoruz.
Söyleşilerimiz
* Davut Bayraklı: Hava Gazına Terkos Suyu Karıştırınca Neler Olur ya da Kilise’nin Açmazları?
* Mükerrem Mete: Psikolojik Savaş
* İbrahim Aksu: Kapitalizmin Ahlakı Olur mu?
* Abdurrahman Mıhçıoğlu: Kelimât-ı Kudsiyye Bugün Bize Ne Anlatır?
* Okay Tiryakioğlu: Ulak 4 – Mayerling Ormanları Derinliklerinde
* Yunus Emre Özsaray: Vitrin Camından Kendini İzlemek
* Abdülkerim Kolat: Sosyal Medya Kullanıyorum Daha Ne Kadar Yaşarım Doktor Bey?
* Mustafa Yıldız: Ülkenin Geleceğine Olası Etkilerim
* Murat Aydoğdu: Milli Mücadele
* Mehmet Ali Özkan: “Her Çeviri Bir İhanettir!”
* Sulhi Ceylan: “İnsan; Birkaç Damla Kan, Bin Bir Endişe”
1 Yorum