Dokuz Yaşındayız ve Sevdiğimizi Öldürmedik

Reading Zindanı Baladı’ndan

I

Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.

Oscar Wilde  /  Çeviren: Tozan Alkan


Dokuz Yaşındayız ve Sevdiğimiz Öldürmedik

Sevdiğimizi öldürmemek için, dokuz yıldır bizi öldüren meseleleri yazıyor, ellerimizde büyüyen ayrılık otlarına su veriyoruz.

Zordu ayna olmak, kırılmayı göze almak gerekiyordu. Sevdiğimizi öldürmemek için kırıldık, ellerimiz cam kesikleri. Dokuz yıldır bu kanla besliyoruz ayrılık otlarını. Hani ellerimizde olan. İşte bu ellerle yazdık. Çünkü anlatacaklarımız vardı. Anlattıkça değişen, bizi de değiştiren bir anlatıda bulduk biranda kendimizi. Sonra aynayla yüzleştik. İnsan kendinin kör düğümüydü, düğümleri tek tek çözmenin derdine düştük. Yazdıkça yazdık. 

Yazdıksa sevdiğimizi öldürmemek için yazdık. Çünkü herkes öldürüyordu sevdiğini. Kimi kendine, kimi annesine benzeterek. Her hâlükârda ölüyordu sevilenler. Böyle olmamalı dedik. Kesrette vahdet şarabını yudumladık.

Durmadık, yazdıkça fazlalıklarımızdan kurtulduk. Kelime kelime, cümle cümle soyunduk. Yazdıksa hep o bakışı yazdık.

Düştüğümüzde, kalkmaya kurulu bir saat bildik kendimizi. Her gün amansız bir şekilde daha da bağlandık da sevdik. Her insanda, insanlığın gizli olduğunu anladığımızda kendimizi otopsi masasına yatırdık. İnsan en çok kendinden korkarmış bunu da sevdikçe öğrendik. Öğrendiklerimizi yazdık. Dokuz yıl oldu.

İnsan en çok ikinci el hayatlar yaşar, dediler. İnanmak istemedik, kazmayı hep kendimize vurduk. Kazdıksa kendi vücudumuzu kazdık. Hiç bilmediğimiz yaralarımıza dokunduk. Hayrete düştük. Bu hayreti anlamak için yazdık. Dokuz yıl oldu, şaşkınız.

Israrla göğe baktık. Gökyüzünde açılan her pencerede sevdiğimizi aradık. Aradık da şiirler yazdık. Uyumayı unuttuk, uyanmayı ıskaladık, her sabah işe geç kaldık, işe geç kalmayınca canımız sıkıldı, sürekli işten kovulduk yine de sevdiğimizi öldürmedik.

Ey kâri, dokuz yıldır karıncaların ayak seslerini dinliyor ve yazıyoruz. Nasipse yazmaya devam edeceğiz. Çün bildik, dünya bir seyran yeridir. Tutun ellerimizi…

Edebifikir

Resim: Gao Xingjian

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • zeynep k. , 25/04/2019

    iyi ki varsın edebifikir! daha nice dokuzlu yaşlara 🎈

  • İhsanbul , 23/04/2019

    Ruhunu mürekkep eyleyip, bedeni ile aşkı yazmayı dert eden erenler!
    Dertler derman diyebilen, ham yüreklere ateş olmaya gayret eden erenler!
    Türkistan diyarından gelen çayı gönül coğrafyasında muhabbet ile demleyen, ikram eden gönlü bol yiğitler…
    Sizler gelin bir araya, kelimelerden cümleler halka kursun. Fikir olsun, zikir olsun…
    Yüreğiniz büyük, muhabbetiniz daim olsun. Büyüklerimizin duası, Rabb’imizin rızası olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir