Biz Koşu Bittikten Sonra da Koşan Atlarız

Sezai Karakoç dosyamızın dördüncü yazısını Ömer Ertürk yazdı.

“Sezai Karakoç, Hızır habercisidir.”

*** 

“Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız
Biz kirli ve temiz çamaşırları

Aynı zaman aynı minval üzere katlarız
Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız”

1933 yılında, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelen Sezai Karakoç, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Ankara’da okuyarak eğitim hayatını tamamladı. Uzun yıllar maliye müfettişliğinde çeşitli görevlerde bulundu. Fakat onun asıl mesleği bu değildi. Onun asıl mesleği; çağın derinliklerine gömülmek istenen tarihi, gelecek çağlara fikir çilesi çeke çeke taşımaktı. Ve bunu hayatı boyunca kendine şiar edindiğini “Monna Rosa” dışındaki eserlerini okuyup, bir nebze de olsa onun davasını anlamak isteyenler eserlerinde açıkça görürüler.

Bir adam düşünün ki; evinde ekmek alacak para bulamadığı halde arkadaşlarından borç istemeyen, ancak bir milletin fikir açlığını gördüğünde arkadaşının (Emin Erol) kitaplarını çıkarması için verdiği parayı dergi çıkarmak için harcayıp, insanları Diriliş’e davet ediyor. Birileri de çıkıp, böyle bir insanı yalnızca bir kadınla anıyor. Kulakları sağır, gözleri kör olanlar bunlar olsa gerek.

Bir gün Üstada, Turan Karataş’ın biyografi niteliğinde yazdığı “Doğunun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç” adlı kitabını nasıl bulduğunu sordum. Söylediği birçok şey oldu; ama ben size sadece bir kelimeyle özetleyeyim durumu: Üstat bu hacimli kitabı “Beğenmemiş.” Bu durum karşısında şaşırdım. Daha sonra Turan Karataş katıldığı bir tv programında “Sezai Karakoç halkın içine karışmaz.” gibi bir cümle kullanınca, aslında Üstad’ın bu kitabı beğenmemesinden kasıt kendisinin anlaşılmamış olduğu düşüncesi zihnimde yer etti. Meseleye bir bütün olarak baktığım zamanda Monna Rosa’cılar gibi Üstad’ı her yönüyle tanımayanlar listesinde Sayın Karataş’ın da olduğunu gördüm.

Sezai Karakoç, “halkın içinden çıkmış bir Anadolu çocuğu” olma hakikatini hep kimliğinde taşımıştır. Aynı zamanda Üstat, her gün evinden Diriliş Yayınları’na halkın içine karışarak, tramvayla gidip gelen bir adamdır. Fakat Turan Karataş’ın“Sezai Karakoç halkın içine karışmaz” sözüyle ne anlatmak istediğini hâlâ anlamış değilim!
Diriliş Yayınlarına giderek kendisini ziyaret ettiğim bir gün Sezai Karakoç’a Şahdamar şiirini sordum. Kitapların bulunduğu koridoru (gidenler bilir) işaret ederek “Gün Doğmadan” kitabından bir tane getirmemi istedi. Daha sonra kitabı eline alıp “Şahdamar” şiiri açıklamaya başladı. Kendisine “Şiirdeki ‘K’ harfini Kemalistlere ithafen mi yazdınız?” diye sordum. Üstat, “Evet, kemalizim veya komünizm her ikisi de olabilir” dedi. Sonra, okuduğum ilk günden beri, şiirin son kıtasında hep bir intikam sezdiğimi söyledim kendisine. Fakat Üstat, benim düşündüğümün tam aksini, merhameti düşünerek o satırları yazdığını söyledi. Şimdi o satırları okuyup, Üstad’ın yorumuna bakalım.

“Bununla beraber üzülmediğinizi biliyoruz
Gün gelecek toprağın altına uzanacağız
Her gece saat beş sularında sizi
Toplardamarlarımızın içinde bekleyeceğiz”

“Burada kast ettiğim birlik ve beraberlik çağrısıydı aslında. Bir intikam değil.” O gün anlamıştım dirilişin ne olduğunu. Diriliş; Tek olana, birlik olarak gitmekmiş, meğer!

Sezai Karakoç bir diriliş piridir. Kulaklarına pamuk tıkamış insanların duymamazlıktan geldikçe Hakk’ın sesini batıldan ayırt edemeyeceklerini haykıran Peygamber davasının sancaktarıdır. Hızır’a muhtaç olmuş insanları 40 gün inzivaya çağıran ve bulunduğu yeri dikenine rağmen gülle kuşatmak için rahmet tohumları ekmeye davet eden bir Hızır habercisidir. Her şeyden önce Sezai Karakoç, bir gül muştucusudur.

Sezai Karakoç Dosyası Yazıları: 

  1. https://edebifikir.com/fikir/nicin-sezai-karakoc.html
  2. https://edebifikir.com/fikir/sezai-karakocu-somurme-teknikleri.html
  3. https://edebifikir.com/elestiri/sairler-rahatsiz-ediyor-cunku-millet-rahatsiz.html
  4. https://edebifikir.com/elestiri/biz-kosu-bittikten-sonra-da-kosan-atlariz.html
  5. https://edebifikir.com/fikir/sezai-karakoca-sezai-karakoc-perdesi.html
  6. https://edebifikir.com/fikir/sezai-karakoc-televizyonlarda-neden-yok.html
  7. https://edebifikir.com/buz-gibi-ofsayt/iyi-de-cocuk-pencereden-de-dusebilir.html
  8. https://edebifikir.com/poetika/siirden-otede-soylenen-soz.html
  9. https://edebifikir.com/fikir/sezai-karakoc-yeni-anayasa-hakkinda-ne-dusunuyor.html
  10. https://edebifikir.com/fikir/dirilis-nesli-bir-muhayyile-mi.html

 

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • cingöz recai , 16/01/2013

    koşu bittikten sonra koşmak, maç bittikten sonra boş kaleye gol atmak, bunlar içinde tenakuz barındıran cümleler değil mi? Sunay Akın haklı çıkmıyor mu yani? Bir de kalkmış Sunay Akın’ı eleştiriyorsunuz…

    • Mesut , 07/11/2021

      Yok oyle bakmamak lazim meseleye. Mesela ben burada kisa vadede hedef belirlememeli insan, anlaminda yorumladım… yani kendinu gelistirmede hep bir adim ötesini dusunmeli manasinda..

  • mansuruftade , 10/01/2013

    kalemine sağlık olsun, Ömer Ertürk’ün! Güzel noktalara değinmiş. Artık Sezai Karakoç’un yok sayılmadığı bir ülkede uyanmak istiyoruz. Bunun için edebifikir’in nümayiş yapmasını istiyorum!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir