Sezai Karakoç tarafından çıkarılan düşünce, edebiyat ve siyaset dergisi Diriliş, sadece bir dergi değildir. Büyük bir misyonu olduğu gibi aynı zamanda bir okuldur. Ebubekir Eroğlu derginin sözkonusu misyonunu şöyle açıklar: “Diriliş başlangıçta düşünce dünyasına ve İslâm âleminin genel durumuna bir bakış tarzı olarak belirmiştir. Zaman içinde İslâm toplumlarının kendi gerçekliğini idrak etmesi ve bu amaçla geçmişteki İslâm kültüründen hareketle devletlerin ve toplumların yapılanması üzerine düşünceler geliştirilmiştir.”
Dergi, 1960-1992 yılları arasında farklı zaman aralıklarında 7 dönem 396 sayı olarak çıkmıştır. Hece dergisinin Sezai Karakoç özel sayısında Necip Tosun şunları söyler: “Güçlü bir şair olmasının yanında büyük bir fikir ve ideal adamı olan Sezai Karakoç, tüm eserlerinde inandığı kültür ve medeniyet davasını insanlara aktarmak peşinde olmuştur. Bütün bunları da tarihi ve sosyolojik görüş olarak ‘Diriliş’ düşüncesi etrafında şekillendirmiştir.”
1960 yılının Nisan ve Mayıs aylarında 2 sayı çıkarak yayın hayatına başlayan derginin ön yüzünde “Diriliş” başlığı altında “ayda bir çıkar, siyasî, fikrî, edebî dergi” ifadeleri vardır. Bu dönemle ilgili Sezai Karakoç, hatıralarında şunları söyler: “1960 Ocak, Şubat ve Mart ayları benim Diriliş’i aylık bir dergi olarak çıkarmayı düşünme, karar verme ve hazırlıklarını yapma aylarımdır. Yeni bir nesil gelmişti. Ortam otuz yıl öncesine göre çok değişmişti. Düşünüşte bir tazelenmeye ve yenilenmeye ihtiyaç vardı. Yeni bir dil ve üslup gerekliydi. Bir süredir daldığım metafizik düşünceler de kendini ifade için beni zorluyordu. Bu fevkalade şartlar içinde doğdu Diriliş. Basubadelmevt’in karşılığı olarak “Diriliş”i bulmuştum. Ölümden sonra dirilme anlamına. Tabiî ki sadece metafizik anlamında değil, tarih-sosyolojik anlamda da kullanıyordum.”
Diriliş dergisi, ilk döneminde iki sayı çıkarır ve toplam 45 abonesi vardır. Sezai Karakoç, Maliye Bakanlığı’ndaki görevi nedeniyle başka il ve ilçelere gider. Derginin üçüncü sayısını hazırlar ancak 27 Mayıs ihtilali olur ve dergi ilk dönemini sonlandırır.
Altı yıllık aradan sonra yeniden dergiyi çıkarmaya başlayan Sezai Karakoç, bir kadro oluşturmak için büyük çaba sarf eder. Arkadaş çevresinde bir hareket, aksiyon, eylem, umut ve yeni düşünceler kaynağı olan Diriliş’i sürdürmek için genç/yaşlı diye bir ayrım yapmadan, kimilerine yazı yazdırıp kimilerine çeviriler yaptırır. Dergi, 1966’dan 1967’ye kadar 12 sayı çıkarır. Bu dönemde maddi sebeplerden ötürü yayın hayatına ara verilir.
Sezai Karakoç, Diriliş’in çıkmadığı zamanlarda da başta Büyük Doğu olmak üzere çeşitli dergilerde yazmaya devam etmiştir. Yazı, şiir ve hikâyelerinde kullandığı dil tartışılmış ve halen de tartışılmaktadır. Sezai Karakoç bu konuda şunları söyler: “Yeni nesil de okusun diye uydurma dille değil de yeni bir dille ve üslupla yazıyordum. Bu gerçekten de gençlik üzerinde etkili oluyordu. Yaşlılar istiyordu ki, kendileri mektepte hangi terimleri görmüş ve okumuşlarsa şimdi de o dille yazsınlar. Oysa okullarda, gazetelerde dil değişmişti. Maksatlı veya maksatsız dilin değişmesi için çok şeyler yapılmıştı. Yeni nesil ile eski neslin arası bir dil sebebiyle açılmıştı. Eski nesil “cemiyet” diyor, yeni nesil “toplum” diyordu. Biz hangisini kullanacaktık? Eskiler, dilin bozulmaması için eskide ısrar etmemizi istiyorlardı. Ama böyle yaparsanız yazınızı sadece yaşlılar okuyacaktı ve yeni nesille bağınız kopacaktı. Tam bir çıkmaz içindeydik. Yeni nesle yeni bir dille seslenmek şarttı.”
Dergi, 1969’da üçüncü yayın hayatına başlarken bu dönemde Avrupa’da görülen siyasî çalkantı ve gösterilerin etkisi ülkemizde de hissedilmeye başlar. Gösteriler, öğrenci hareketleri ve nihayetinde 12 Mart muhtırasıyla sonuçlanacak olaylar baş gösterir. Dergi bu dönemde daha çok aydınlara yönelik yazılar, Doğu ve Batı’dan çeviriler ve tasavvuf metinleri yer alır.
Derginin dördüncü döneminde çıkan ilk 18 sayı aylık olarak yayımlanır. 6 Mayıs 1976’da 19. sayıdan itibaren gazete tipinde ve haftada iki gün çıkmak suretiyle yayınını sürdürür. Diriliş başlığının altında “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir” ifadesi yer alır.
Diriliş dergisinin 24 Mayıs 1976 sayısında “Eylemler” Karşısında Gerçek Diriliş Aksiyonu başlıklı haber-yorum yazısında şu satırlar yer alıyor: “Gerçek aksiyon, meydanlarda yapılan şamatalar, bağırışlar, yürüyüşler, duvarlara ve yerlere yazılar yazmalar ve daha kötüsü tabanca patlatmalar, kavga döğüşler değildir. Gerçek aksiyon, inanç, ahlâk, düşünce, bilim ve sanat planında ortaya konan uzun çalışmaların ve sürekli sabırların yemişi eserler, durumlar ve oluşumlardır. Asıl aksiyon, çok bilinçli, bilgiyle yüklü, kültürle güçlenmiş disiplinli ve uzak görüşlü davranışlardan doğar.”
Derginin dördüncü dönemi 3 Ağustos 1978’e kadar 60 sayıyla sürer. Ekim 1979 – Eylül 1980 seneleri arasında toplam 12 sayı çıkan derginin beşinci dönemi de dördüncü dönemin devamı olarak düşünülmüş olacak ki 61. sayı ile başlamaktadır. Düşünce hayatımızın önemli yapı taşlarından olan Diriliş dergisinin bu döneminde de nitelikli yazılar yer alır. Üstad Karakoç, birçok yazısında Batı karşısında ancak kendi medeniyetimizle ayakta durabileceğimizi, aydın kadro yetişmeden de medeniyetimizin canlanmasının mümkün olmayacağını belirtir. Ekim 1979’da 61. sayıda “Yeniden Çıkış” başlığı altında şu satırlar dikkat çekmektedir: “Diriliş bir yılı aşkın bir aradan sonra tekrar yayın alanına giriyor. Böylece bir kere daha ölüm kalım savaşında varlığını ispat ediyor. Bu düşüş kalkış dünyasında bir kez daha ayağa kalkıyor.”
12 Eylül darbesiyle beraber yayın hayatına iki buçuk yıllık bir ara veren dergi, 7 Ocak 1983 tarihinde 73. sayısı ile yeniden yayımlanmaya başlar. Tek yaprak olarak çıkan gazetenin ön yüzünde “Gün Saati” başlıklı sütunda Sezai Karakoç’un yazıları yer alır. Yine zaman zaman Başyazı başlığı altında Diriliş imzalı, Sezai Karakoç tarafından yazıldığı tahmin edilen yazılar bulunur. Ayrıca Anadolu Ajansı’na haberler yer alır. Arka sayfasında da yine haberlerin yanı sıra çeşitli yazı, çeviri ve şiirler bulunur.
12 Eylül askerî darbesinden sonra tekrar sivil yönetime geçiş çalışmalarının sürdüğü bir dönemde yayın yapan Diriliş dergisi, âdeta tarihi bir görev üstlenmiştir. Önceki dönemlerin daha teorik yazılara yer vermesine karşılık bu dönemde aktüel konulara eğildiğini görüyoruz.
Derginin altıncı dönemi, 7 Ocak 1983 – 17 Haziran 1983 tarihleri arasında 161 sayı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sezai Karakoç, bu dönemin sonuna doğru “gazete” başlıklı yazılar yazar. Bu yazılarda gazetenin önemi, gazete çıkarmanın güçlüklerinden, “Entegre Basın Sanayii”nden söz ederek basındaki ve dağıtımdaki tekelleşmeye dikkat çeker. Derginin 263. Sayısında “Ara Veriş” başlığı altında şunları söyler: “Diriliş, bilen bilir ki, ticarî bir maksatla çıkmadı. Aslında ben ne gazeteciyim ne de iş adamı. Birtakım düşüncelerini söylemek isteyen biri olarak, kitap da yazdım dergi de çıkardım. İmkânlar hangisine el verirse, hangisini o an için yararlı görürsem onu yaparım. Benim için, kitap, dergi, gazete araçtır, amaç değil. Şimdilik bu kadar. En yakın sürede ve hayırlısıyla tekrar buluşmak üzere” diyerek bu dönemi sonlandırır.
23 Temmuz 1988’de yedinci dönemine başlayan Diriliş dergisi, haftalık olarak yayımlanır. Derginin en uzun dönemi ve en çok yazının yayımlandığı dönem olarak kabul edilebilir. Sezai Karakoç’un İslâm dünyasının içine düştüğü ölüm uykusundan uyanması için yazdıkları, İslâm milleti, İslâm ülkesi, İslâm devleti, İslâm medeniyeti gibi kavramlar üzerinde ısrarla durması, derginin karakteri hakkında bize net fikirler verir.
Diriliş dergisinin çeşitli dönemlerinde şiirleri, yazıları ve çevirileri ile yer alan isimler şunlardır: Sezai Karakoç ve ayrıca müstear isimlerle (Diriliş, Zülküf Canyüce, Mehmet Yasin, Sait Yeni, İmzasız, S.K, Mehmed Yasinoğlu, D.), Şevket Eygi, Erol Güngör, Ziya Nur, Mehmet Genç, Kadir Mısıroğlu, Mehmet Gökalp, İhsan Babalı Cevat Ülger, Ebubekir Eroğlu, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alâeddin Özdenören, Adil Erdem Bayazıt, Kâmil Eşfak Berki, Sedat Umran, Halim Uğurlu, Said Çekmegil, Bahri Zengin, Cahit Koytak, Osman Sarı, İhsan Sezal, Mahmut Kanık, Durali Yılmaz, Ahmet Yücel, Mehmet Çavuşoğlu, Nuri Pakdil, İsmet Özel, Hüseyin Atlansoy, Mevlüt Ceylan, Muzaffer Budak, Kâmil Doruk, Ömer Erdem, Mevlâna İdris, Cevdet Karal, Mustafa Kirenci. Diriliş dergisi 5 Şubat 1992’de son sayısını çıkardıktan sonra kapanır.
Adem Suvağcı