Şiir Yaprakları

Oldum olası, çeviri şiir kitaplarını bir türlü sevemedim. Çevirmeni kim olursa olsun bu durum hiç değişmedi bende. Fakat şair arkadaşlarımdan Rilke’nin, Baudelaire’in şiir çevirilerinin methini de hep duydum ve acaba sadece ben mi şiir çevirilerini sevmiyorum diye düşünmeden de edemedim. Çok şükür İlhan Berk yardımıma yetişti. İnferno kitabında şiir çevirileri konusunda şöyle diyor: “Şu bir gerçek: Yabancı dillerle karşılaştırıldığında, Türkçe şiir çevirisine belki de hiç gelmeyen bir dildir. Okuyun Türkçe’de Goethe çevirilerini; birden üçüncü sınıf bir şairle karşılaştığınızı sanırsınız. Yalnız o mu? Şimdiye değin Rilke’den yapılan çeviriler de benim için öyle. Ya Mallarme mi? Bütün bütün olanaksız.” Demek ki sadece ben değilmişim şiir çevirilerinden tat almayan.

***

Şiirin öğretilemeyeceği bir gerçek. Şiir sadece şiir okuyarak öğrenilir. Nitekim İlhan Berk’te böyle söylüyor. Fakat şunu da söylemeden edemeyeceğim; her şiir okuyan da şiiri öğrenemez… Şiir işte…

***

İlhan Berk’in “Kadınlar” şiirinin girişi şöyle:

Mendireğin orda durmuşlar konuşuyorlar
Sesleri kuşları kaldırıyor yapraklar döküyor
(Kadınları kim bilir hangi zamanların)

Şiiri ilk okuduğumda kadın sesi ve kuş sesi arasındaki ilişkiyi düşünmüştüm… İkisi de biz erkekler için kalbimize kadar etki eden seslerden… Hatta birini seçecek olsak kesinlikle kadınların sesini seçerdik… Şiirde öne çıkan diğer bir durum ise kadınların konuşmaları… Evet kadınlar konuşurlar ama önce dururlar… Sonra konuşurlar… Zaten düşünmek için de önce durmak gerekir. Kendinde durmak… Kadınların seslerinin kuşları kanatlandırması ise bende kalbin duygu sağanağında yıkanmasını anıştırır. Çaresiz kalmayı bir aşk karşısında ve bu çaresizlikten de tat almayı… Yaprakları dökmeyi nedense ben olumsuz olarak anlamak istiyorum bu şiirde… Belki de içimdeki kadın böyle istiyor… Hem her şiir, okunduğunda baştan yazılmaz mı?

***

Anlaşılmak karanlığı yüklenmektir” der İlhan Berk… Şiirde de anlamsızlığı savunur kendisi… Bütün iyi şairlerin şiirde anlamdan kaçtıklarını da söyler ve anlama dayanan şiirin daha baştan ölü doğduğunu da eklemeden duramaz… İlhan Berk’in haklılık payı yok değil. Peki ya insanın anlaşılmak isteğini ne yapacağız? Peki ya sanatçıların sırf anlaşılmak için abartmalarını nereye koyacağız? Şairler anlaşılmak istemez mi? Bence ister ama bunu açıkça söylemez şairler… Belki de bu yüzdendir imgelere sığınmaları, mecaz köprülerinin üzerinden şiirlerini boşluğa bırakmaları…

Serdar Kocabaş

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • yunus , 20/01/2015

    Keske siirden anladigini iddia edenler kaleme alsalar dusuncelerini. Bu kisa yazi aklima bunu getirdi. Boyle bir akim ortaya cikabilir aslinda, oylumlu yazilar okuruz belki ya da tam tersi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir