Sigara ve Televizyon

Sigara içmek ve televizyon seyretmek bugünün dünyasında insanların hiç tedirgin olmaksızın yapageldiği iki şey. Türkiye’de televizyon programlarının mazisi eskilere dayanmadığı için sigara alışkanlığı ile yan yana konulamaz ama kısa bir süre sonra o da birçok insan için bir alışkanlık, tuhaf bir ihtiyaç olacaktır.

İnsan bünyesinde yaptığı tahribat açısından sigarayı, menfi kültürel etkisi bakımından da televizyonu kötüleyen birçok sözle yayınla karşılaşmışızdır. Bunlar insan sağlığı ve zihni şartlanması bakımından ciddi, tartışılması gereken meselelerdir elbette. Ama ben bugün bu iki nesnenin insan şahsiyetine yaptıkları etki bakımından gösterdikleri paralellik üzerinde durmak istiyorum.

Gerek sigara gerekse televizyon insanlar için bir avunma, bir teselli vasıtası olmaktadır. Sigara büyük insanlara beşiğin bir bebek üzerinde yaptığı etkiyi yapar. Nasıl bir bebek sallanarak sersemletilir ve sakinleştirilirse, yetişkin kişi de sigara ile teskin olur. Çünkü sigara aynı anda eli, dudakları, burnu ve gözleri meşgul eder. El, dudak, burun ve göz arasında kurulan bu ağ gerçekte sersemletici, uyuşturucu bir zaman parçası kazandırır kişiye. İnsan sigara içerken sigara ile sözkonusu uzuvları arasında belirlenmiş bir semte taşınır. Bu semtin sokaklarında yürümeyi daha önceden talim ettiği için rahatlar. İşte sigaranın teselli eden yanı insanın kendini hayat karşısında acemi hissettiği durumlarda aşina olduğu davranıştan medet umması şeklinde ortaya çıkar. Birçok kimsenin tartışma durmadan yeni durumlara intibakı gerektirir, tiryaki aşina olduğu meşguliyeti yedeğine almadan bu durumlarla başa çıkamaz.

Televizyonun teselli vasıtası oluşu da yine gözleri ve kulakları aynı anda meşgul edişindedir. Televizyonunun sersemletici etkisi daha büyüktür. Çünkü insan çok daha pasif bir konumdadır. Televizyonun evde seyredilmesi uyuşturucu etkisini yoğunlaştırır. Sinema salonunun karanlık oluşu ve yabancı insanların mevcudiyeti kişide belli bir uyanıklığın muhafazasını mümkün kılar. Oysa evin rahatlığı içinde televizyon bir çerez atıştırmanın kayıtsızlığına benzer bir kayıtsızlıkla adeta emilir.

Sigara ve televizyonun diğer bir ortak yanı da hayatın zorluklarından kaçan insan için birer işaretidir. İnsan meselelerinin üstüne üstüne gidip onlara şerefli bir mahlûk olmanın vakarı içinde çözüm bulamayınca kendini kapıp koyveriyor. Şahsiyetini tamamlama konusunda titizlik gösteren insanın bu iki belaya karşı bazı tedbirler alması zaruri görünüyor bana. Nasıl? Sanıyorum dayanışarak. Meselesinin tehlike arzettiğinde düşünce birliğine varıldığı takdirde, hiç olmazsa belli bir dost çevresinin bu iki şahsiyet düşmanı nesneyi en azından kendileri yönünden zararsız hâle getirebilirler.

“Her şey bitti de, uğraşılacak bir bunlar mı kaldı?” diyeceksiniz, biliyorum. Zaten ben de bu yazıyı bugün siyasî konular yasak dediler de onun için yazdım.

5 Haziran 1977 Yeni Devir

İsmet Özel

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir