bir vakit, davut abi (bayraklı) “atatürk şiirleri antolojisi” diye bir kitaptan işaretlediği bazı mısraları bana internet tavassutuyla göndermişti. “sarı paşa”ya uluhiyyet, mesihlik, peygamberlik atfeden çeşitli mısralardı bunlar. daha sonra aklıma geldi, acaba bu antolojide yer alan şairlerin kaç tanesi yahudi’dir? sarı paşa’ya uluhiyet vs. atfeden şiirleri yazan kimselerin isimleri üzerine bir onomastik analizi yapmak iyi olabilirdi. yakın zamanda da bu antolojideki, mezkûr vasıflara sahip şiirleri yahudi tanrı tasavvuru açısından tahlil etmenin faydalı olabileceği aklıma geldi. bu işi teklif edecek kimse düşündüm ama böyle bir analizi yapacak kimse bulamadım. ibrani dili ve edebiyatı okuyan veya yahudilik üzerine okumuş bir ilahiyatçı kimse bulamadık tanıdık çevre arasında. sonra, ben bunu amatör de olsa yapayım diye geçti kafamdan. dursun (göksu) ile de konuştuk. ona da çok iyi bir yazı fikir olarak geldi bu.
sütçü imam üniversitesi’nin mükrimin halil yinanç‘tan adını almış, hocanın kitaplarının bir kısmını da ihtiva eden 75 bin kitaplık bir kütüphanesi var. buradaki şiir kitaplarına bakarken mehmet kaplan ve necat birinci tarafından hazırlanan “atatürk şiirleri antolojisi”ni buldum, kültür bakanlığı tarafından neşredilmiş nispeten eski bir baskısını buldum. kitabı “Topçu Kurmay Kıdemli Albay Ferhat Başdoğan” kütüphaneye bağışlamış. ferhat bey’in kütüphaneye bağışladığı pek çok ilginç kitap var, bir defasında da “darbe-i hükümet san’atı” adlı curzio malaparte‘nin kitabını almıştım. benim aradığım “atatürk şiirleri antolojisi”nin yanında bir de “inönü şiirleri antolojisi” buldum, merak ettiğim için bunu da aldım. kitabın kapağında sevimsiz bir ismet inönü gülüşü sizi karşılıyor. tunçtaş yayınevi diye bir yer neşretmiş. kitabın hangi yıl neşredildiğini belirten bir ifadeye rastlamadım, ölümü akabinde derlenmiş olduğu intibaı edindim. kitabın girişinde “inönü’nün 89 yılı” ve “unutulmazlık kazanan inönü’den anılar” serlevhalı iki yazı var. ikincisini yılmaz tunçkol diye biri imzalamış. ama antolojiyi kimin derlediğine dair bir bilgi yok. kitabın münderacatı kabilinden bir kısma da rastlamadım. kitabın mükrimin halil yinanç kütüphanesine bağış tarihi olarak 21 haziran 1995 görünüyor. kitabın sonuna hürriyet gazetesinden, BP’den, renault’tan, ipana’dan, tofaş’tan, aygaz’dan, türkiye jokey kulübü’nden, tekel’in altınbaşak birasından, mobil’den, goodyear’dan reklam alınmış. kitap reklamlar hariç 149 sayfa.
“içindekiler” bölümü olmadığı için isim taraması yapmak zordu. kitabı okumak için almamıştım, hızlıca bir göz gezdireyim diye düşünüyordum. hasan ejderha beni ikâz etmişti: “bak senin ismine oraya aldığın kitaplar kaydoluyor, ismini araya verme!” ben merakımdan ötürü onun sözünü tutmuyorum tabiî. böyle tuhaf kitapları da alıyorum. kitap iki bölümden oluşmuş. birinci bölümdeki şairlerin fotoğrafları ve biyografileri var. İkinci bölümde ise biyografisiz ve fotoğrafsız olanlar bulunuyor. “helene phil trianda” diye biri de ismet paşa için “ikinci adam” diye bir şiir yazmış. “panos özararat” diye bir ermeni vatandaşın da şiiri var. bilinen, tanınmış isimlerden benim gözüme takılan, sincan istasyonu dergisini çıkaran şair abdülkadir budak vardı. ayrıca “m. sait Yazıcıoğlu” diye bir imza vardı ki acaba bu eski diyanet işleri başkanlarından recep yazıcıoğlu’nun kardeşi, eski akp milletvekillerinden sait yazıcıoğlu mu diye düşündüm. teyit etmek mümkün değildi, üzerinde pek durmadım.
abdülkadir budak’ın şiiri şöyle:
pembe köşk’ün ağıdı
yeni yıla girerken tütsün bütün acılar
bütün camlar titresin kahkaha sesleriyle
isterim ki bu matem en fazla beni üzsün,
bitti bütün sevincim o’nun nefesleriyle.
o’na ölümsüzlüğü kazandıran bu vatan
önce o’nun kalbinde, sonra bende çarpardı,
o memnun, ben memnunun 89 senedir
o’nda gerçek büyüklük bende de gurur vardı.
ismet paşamdı benim, hem eşsiz sahibimdi
kim gezecek sofamda, odamda kim yatacak
söyleyin kim çalacak kapımı o’nca tatlı
hangi ışık onun kadar beni aydınlatacak?
mehmet raşit küçükkürtül
1 Yorum