* Kimin ‘karşı’sında durduğun değil, kimin ‘yan’ında olduğun önemlidir; çünkü ‘karşı-durduğun’la değil, ‘birlikte yürüdüğün’le fark edilirsin…
* Aşırı övenler ile aşırı sövenlerin ortak noktası, hep saklayacak bir şeyleri olmalarıdır. Saklayan, korumak için dikkati uçlara çeker çünkü…
* Başlamak için tek bir ilke var: Yola çıkmak… İlkeler, sen ve yol… Yanlış yapmaktan korkmadan… İrfânî deyişle: Hâlis bir niyetle çıktığın yolda yaptığın yanlışlar doğruna azık olur…
* Kişinin söyleyecek şarkısı var ise, dinleyici aramaz… Bilir ki, söz menzile girerse, çölde dahi bir dinleyeni çıkacaktır…
* Aklında fikir olmayanın, dilinde küfür; kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur…
* Bazı şeyler zamanla değil inançla olur… Çünkü inanılmayan iş, zamanın bile kaldıramayacağı kadar ağır gelir insana…
* Dünyanı değiştirmek istiyorsan kelimelerini, dünyayı değiştirmek istiyorsan davranışlarını (eylemlerini) değiştir…
* Yalnızlığıyla yol alan bir kişiyi hiç kimse yokluğuyla korkutamaz…
* Her bir kişinin yaşamı, kendi hakkındaki rüyasının yorumudur…
* Hiç kimseyi değiştirmeye kalkışma; kendin değiş; değişimini kendinde temessül; eylemlerinde temsîl et; yani -kısaca- sen yan ki, etrafın da aydınlansın…
İlkeli insan, istediğini ve istenileni değil, ‘gerekeni’ yapandır; ‘gereken’, yapmamayı gerektirse bile…
* “Kitap okuyunca ne değişecek ki?” diye sorma! Elindeki kitaba iyi bak, anlarsın! Çünkü o da bir zamanlar odundu..!
* Bir milletin vicdanı, tarihidir…
* Neye açsanız onun tokluğu için çalışırsınız, bu böyledir… Derdi olan insan işiyle; boş insan kişiyle uğraşır…
* Bir insan kendini aşan bir fikre sahip değilse ya kendiyle uğraşır ya başkalarıyla savaşır…
* Madde keşf edilmeden ma’na inkişâf etmez…
* İnsanlar ikiye ayrılır: Cesurlar ve Korkaklar Cesurlar, inançları yani tercihleri için yaşar; korkaklar ise konforları yani efendileri için.
* Kişi olmanın en önemli iki ayırt edici özelliği: ‘fark etmek’ ve ‘sınır koymak’; fark etmek zekânın, sınır koymak aklın göstergesidir…
* Dostluk, dost olduğun kişinin hikâyesinde yer almakla başlar; dostluğunun mâhiyetini ise hikâyedeki yerinin keyfiyeti belirler…
* Zekâsını başkalarının yanlışlarını bulmaya yoğunlaştıran bir kişi, bir süre sonra kendi doğrularını da kaybediyor…
* Bir milleti bir kez yenmek istiyorsan onunla savaş; sürekli yenmek istiyorsan onu kendi tarihi önünde küçük düşür…
* Neye susamışsan, onunla kanarsın…
* Kendi dünyanı kur; orada kök sal, derinleş. Başkasının dünyasına özenen, o dünyayı taklit eden kendi dünyasını da kaybeder…
* İncinen kişinin en bâriz özellikleri içe doğru çığlık atması; sûretinde muhâtabsız bir hüznü taşıması; sîretinde yalnızlığı ile yürümesidir.
* Sabır, katlanmak değil, güç biriktirmektir…
* Aklın ahlakına “mantık”; kalbin ahlakına “edep” denir…
* Akıl-özürlüler düşüncenin içeriğinden daha çok kimin aleyhine kimin lehine olduğuna dikkat kesilirler…
* Yaşamda sınır, önce gerekli olana, sonra yeterli olana sahip olmakla yetinmektir. Kişi için bilincin eşlik ettiği asgarî öz(ü)gürlük budur..
* Kişinin maneviyâtını kör eden en tehlikeli tavır; yanlışlarının meşrûiyetini, doğrularını kullanarak savunmaya çalışmasıdır…
Aforizmalar dosyasının tamamını buradan indirebilirsiniz. (PDF)
1 Yorum