Biz Demenin Dibacesidir

 

Gönlümüzden geçenleri acaba aklımız da kabullenir mi? Bunu bir şiirin en ücra köşesine mısra diye katabilirdim. Yüreğimin onulmaz acılarıyla bir batman tuzdur diye. Şimdi kendi yakınlığımdan bir hasret belirteci konduruyorum cümlelere.

Cümleler, naif bir nisan sabahı. Cümleler, uzağı yakın eden, yakından uzağa gönderilen anlamlar. Uyandığım günün berraklığında aklıma düşen isim tamlamalarında, kendime en uzun biçimde sevgi nasıldır diyorum. Sevgi, geçirdiğimiz dünya günlerinde takvimlere bıraktığımız iz olabilir mi?

Çeşmeler. Aklımdaki tüm köy çeşmelerini, berrak bir tas suda izlemeye gücüm yetiyor. Anadolu’nun sarp kayalıklarından akıp gelen, yüreğime bir türkü diye beklettiğim budur işte. Türküler diyorum. Çeşmeler diyorum. Sarp dağlardan akan bir sevgi heyelanına boğuluyor kalbim. Sevmek; asli vatanında biraz gurbet havası ama her dem hüzünlü bir sestir.

Saatleri izliyorum. Gecelerin gündüzlere dikildiği vakitte – şafak vaktinde- hazan olmuş, işlenen bir kilimden seyrediyorum ilmik ilmik sevgiyi. O zaman dünyanın gündoğusu ve günbatısı benim yörüngemde bir sevgi haline bürünüyor.

İnsana çeviriyorum bakışımı yani kendime, kendine yürüyebilmenin adıdır sevgi diyorum. Deyişimle anlamlar atfediyorum tüm kelimelere. Dünya bayındırladı diyorum. Sevgi bunun iştiyakında dünyayı imar eden bir bahçedir. Ham bir demiri işleye işleye çeliğe çevirmenin gücüdür bu. Bu sevgidir.

Uzun sözler besliyoruz hayatın anlamına dair. Uzun hayaller. Uzun rüyalar görüşümüz bundandır belki de. Sevmek diye beklettiğimiz yarımız diğer yarımızın dünyaya batışını izliyor. Dünya bayındır bir tarla olarak karşımızda duruyor, iyi olacak diye kanaatler besliyoruz ertesi günlere.

İyi olacak ve dünya bize, bizim hamurumuzdaki özü ortaya çıkaracak diyoruz. Bunu bir anda tahayyül sınırlarını aşan bir biçimde değil sükûnetin esrarında hemhal olduğumuz pencere kenarlarında büyüttüğümüz çiçeklerle söylüyoruz. Bu bizim esamisini göklere astığımız sevgi tanımına uyuyor.

Budur diyoruz, beslediğimiz geleceğimize dikeceğimiz bayrak, yüreğimize yamadığımız hasretlerin, hüzünlerin, ayrılıkların, acıların hakkına sevgi diyeceğiz durmadan ve yıkılmadan. Onurumuzun sebebine bir sevgi cemresi düşecek o zaman. Bizim ertesi nesillere bırakacağımız en büyük miras bu olacak. Sevgi.

Biz demekle başlar sevgi. Sen kendinden geçip başkası olduğunda ancak sevgiden bahsedebilirsin. Denizi o zaman pencerende görüp bin beter uykulardan kurtulabilirsin.

Sevmek kımıltılı bir eylemdir. Ömür defterine işlenmiş bir nakıştır. Kendi yitikliğini, hüznünü, yalnızlığını astığın gökyüzü bayrağıdır. Biz demenin dibacesidir. Yorulmak tekrar tekrar yorulmaktır. Bir buğday başağı emek ister ya, sevgi de bu emeğin diğer adıdır.

Biz demek, senden, kendinden geçmektir. Eğer bunu söyler, bunu anlarsan çözersin esrarlı perdeler ardındaki sırrı. Sevmek hemhal olmanın yoludur. Başkasına bürünmenin duasıdır. Onca tanım arasında kesin biten cümlelere yüklenmemiz sevginin çok tanımlı olması fakat tek duygu yükünü bize yaşatmasındandır. Tanımı çok olan bir duygunun yansıması insanlar sayısınca oluşu doğaldır. Her insan sevgiyi farklı bir pencereden izler, izleğine göre tanım kazanır bu yüzden sevgi. Kalbimiz sevgiye hazır olarak yaratılmıştır.

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir