Bir Tablodan Daha Fazlası ve Picasso: Guernica

9 Ocak 1937’de Rus devrimci liderlerinden Troçki Meksika’ya doğru yol alırken 18 Şubat 1937 yılında İstanbul’da eşekle nakliyat yapmak yasaklanmıştı. Aynı yıllarda İkinci Dünya Savaşı henüz başlamamış ama büyük katliamlara sahne olacak bu savaşın ayak sesleri az da olsa duyuluyordu. Dünyada tuhaf şeyler oluyordu. Modern çağ, insanları acı, kan ve gözyaşına boğmaya hazırlanıyordu. Daha 20 yıl önce yani 1917’de Kafka, ağzından gelen kan sebebiyle kan kanserine yakalandığını yeni öğrenmişti. Ancak bu amansız hastalık onun kısa bir zamanda dünyadan ayrılmasına neden olacak ve 1937’de yaşanmaya başlanan büyük yıkımları görmesine engel olacaktı. 1937 yılında yaşanan bir başka olay savaşın ve acının insan hayatını nasıl derinden etkilediğini ve sanat adamlarının bazı durumlarda neden önemli olduğunu bizlere göstermişti. Kübizm akımının babalarından sayılan Picasso, bahsettiğimiz yılda gerçekleşen bir bombalı saldırı üzerine 3 hafta gibi kısa bir süre içerinde yaptığı devasa bir resimle bir anda dünyanın gündemine taşınmıştı. Aslında gündeme gelen Picasso değil tuvaline yansıttı tabloydu: Guernica.

Güç Gösterisi

1937’deki İspanya İç Savaşı’nda, İspanyol Milliyetçi Güçleri’nin yönlendirmesiyle Alman ve İtalyan savaş uçakları tarafından bombalanan Kuzey İspanya’daki köyden adını alan tablonun hikâyesi bir zulmün de hikâyesidir. Öncesinde ve sonrasında birçok yerin bombalanmasına rağmen Gurnica köyünün uğradığı bu acı akıbette bilinmesi gereken bazı durumlar bizi hem tablonun detaylarını çözümlemeye hem de meselenin basit bir bombalama olmadığını anlamaya götürecektir. Guernica’nın bombalanmasındaki trajik nedenlerden en önemlisi bu küçük köyün stratejik bir durumu olmaması ve iç savaştan dolayı köy nüfusunu kadın, çocuk ve yaşlı erkeklerin oluşturmasıydı. Şimdi aklımıza şu soru gelebilir: Stratejik ve askerî bir özelliği olmayan, birkaç bin kişilik nüfusu da kadın ve çocuklardan oluşan bu önemsiz köy neden bombalandı? Neden bu trajedi dünya tarihine acı bir miras olarak bırakıldı? Yazılanlara baktığımız zaman bu bombalı saldırının tek amacı gövde gösterisiydi ve bu yönüyle de acımasızlığı iki kat artıyordu.

Guernica köyünün bombalandığı aynı yıl İspanyol Cumhuriyet Hükümeti Fransa’nın başkenti Paris’te yapılacak olan Dünya Fuarı’ndaki Uluslararası Sanat ve Teknoloji Sergisi’nde sergilenmek üzere bir büyük resim yapmasını ister. Picasso, bu istek kendisine iletildiğinde hemen Guernica tablosunu yapmaya koyulur. Ressam, savaşın beraberinde getirdiği trajediyi ve özellikle de masum insanlar ve siviller üzerindeki yakıcı, yıkıcı etkilerini tuvaline taşır. Tablo o kadar başarılı olur ki dünya çapında anıtsal bir statü kazanır ve savaşın trajedisini anlatan bir görsel, savaş karşıtı bir sembol ve barışın simgesi olur. Dünya çapında ses getiren tablo nihayetinde tüm dünyanın ilgisini İspanya İç Savaşı’na çekmeyi de başarır.

Fotoğraftan Tabloya

Peki, Picasso bu devasa tabloyu hangi detaylarla yapmıştı ki onca masum insanın ölümüne rağmen dünyanın ilgisini çekemeyen Guernica köyü ve kanlı İspanya İç Savaşı tüm dünyanın gündemine girmeyi başarmıştı?

Picasso, Guernica’yı 3,5 metreye 7,8 metre ölçülerinde geniş bir duvar resmi boyutlarında yağlı boya tablo olarak yapmıştı. Ressam, tabloyu bu kadar büyük yaparak hem ona ayrı bir görkem katmak istemiş hem de siyah, beyaz ve gri gibi donuk renkler kullanarak tabloyu içe dönük, bunaltıcı ama etkili objelerle doldurmuştu. Ancak Picasso’nun soyut resim mantığı, tabloya ilk baktığınızda anlamanızı güçleştireceği ve resmin merkezine odaklanmanızı zorlaştıracağı için ayrıntılı bir bakış ve okuma yapmayı gerektirecektir.

Picasso açısından tam bir trajedi olarak okunan Guernica tablosu ressamın hadiseden ne kadar çok etkilendiğinin de bir göstergesidir aslında. Resimle ilgili yapılan yorumlara, yazılan kritik yazılarına baktığımız zaman Picasso’nun Guernica köyünü görüp görmediğini tam olarak bilmiyoruz. Büyük ihtimalle ressam bombardıman sonrasında köyün çekilmiş bir fotoğrafını görmüş ya da olayı gören bir görgü tanığından detaylı bir şekilde dinlemiş olmalı. Ancak resmin kübik formlarda parçalanmış siyah beyaz bir gazeteyi andırmasına bakılırsa Picasso’nun Guernica’yı bir fotoğraf üzerinden görmüş olma ihtimali daha yüksektir. Şunu da hemen belirtelim ki resimde yer alan boğa ve at gibi figürlerin neyi temsil ettiği üzerinde farklı okumalar yapılmış ve değişik görüşler ortaya atılmıştır. Ressama sorulduğunda “boğa, boğadır; at da attır…” diyerek kendi resmi üzerinde belli bir okuma yapmadığını görürüz.

Basit ama Çarpıcı Anlatım

Kapalı bir odada anlatıldığı izlenimini veren resme dikkatli bakıldığında kadın figürlerinin çokluğu hemen dikkat çekecektir. Yazının başında da dediğimiz gibi iç savaş dolayısıyla köyde kadın ve çocuklar vardı. Bu devasa tabloyu soldan sağa doğru okumaya başladığınızda resimde kullanılan figürlerin hem fiziksel hem de metafiziksel olarak parçalanmış olduğunu fark edersiniz. İspanya’nın sembolü haline gelmiş boğa resimde kuyruğu tutuşmuş bir şekilde çizilmiş. Picasso’nun burada kullandığı “kendi kuyruğunu yakan boğa” göndermesi milliyetçilik ve iç savaş eleştirisi olarak okunuyor. Boğa figürünün hemen altında yer alan başını göğe kaldırmış bir kadın ve elinde tuttuğu ölmüş çocuğunun bedeni Hıristiyan ikonografisine bir göndermedir.

Resmin merkezine bakıldığında bizi, burnu ve üst dişleri, bir insan kafatası şeklinde olan bir at figürü karşılar. Acı içinde görülen atın vücudu diğer figürlerle iç içe geçmiş gibidir. “İnsanın kendi ırkına çektirdiği acıların ve çaresizliğin” sembolü olarak okunan at figürü resimde içinden bir mızrak geçirilmiş olarak çizilmiş. Bir trajediyi yansıtan at figürünün hemen altında bir askerin parçalanmış cesedi ve üzerinde çiçeklerin büyüdüğü kırılmış bir kılıç tutmaktadır. Ressam burada kahramanlığa bir gönderme yapmak istemiş. Atın hemen sağ üst tarafında tüm bu sahnelere şahitlik ederek camdan içeri girmekte olan korku dolu bir kadın görülür. Kadın, elinde yanan bir gaz lambası taşır. Savaşın tüm yıkıcılığını vermeye çalışan Picasso, boğanın, atın ve çocuk için ağlayan kadının dillerini çığlığı göstermesi için hançer olarak çizmiş. Belki de tüm bu sahneleri tamamlayan bir figür olarak resimde karşımıza dehşet içinde kollarını kaldırmış bir adam yukarıdan ve aşağıdan ateşlerle sarılmış olarak çıkar. Resmin sağ ucunda, açık bir kapıyla sonlanan siyah bir duvar vardır. Bu duvar için bir çıkış noktası ya da bilinmeze gidişi sembolize ediyor diyebiliriz.

Sonuç olarak Guernica tablosu karmaşık anlatımına rağmen ayrıntılardaki basit ama çarpıcı figürlerle tabloyu izleyen seyirciler üzerinde savaşın ve şiddetin kötülüğünü anlatmış ve bu yönüyle de Picasso’nun savaşa ve şiddete karşı olan tavır ve tepkisinin en bariz yansıması olmuştur diyebiliriz.

Davut Bayraklı

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Neftî , 18/08/2018

    Nerde okudum hatırlamıyorum ” hem vahşeti yaparlar sonra bunun resmini yaparlar sonra da sanat diye yere göğe sığdıramazlar” diye…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir