Ben

Bütün Edebifikir okurlarını Türkçe üzerine düşünmeye davet ediyoruz, yani kendi ben’leri üzerine…

***

Bense, şunu şunu yapacaktım, sen ne güzel bahanesin: Sen’in yüzünden ben…

Her ben, dolaylı şekilde bir sen’i anlatır, bir sen’den yakınıştır. Çünkü benim yerim sen’le o’nun arasındadır ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben ben olsam dil bilgisi kitaplarındaki tekil şahıs zamirlerini şu sıraya göre düzenlerdim: Sen, ben, o! Başta sen gelir çünkü ben diye bir şey yok sen olmadıkça. Her ben, benliğini sen’le anlar. Anlar da ne olur? Bu benlikten olmamak için direnmeye, dayatmaya, kalkar ve sonunda yenik düşer, zira ona yine sen’dir değer veren. Tek başına ben, istediğince değerli saysın kendini, hava!

Bir başına ben yok, ama sen de yok. Ama ikisi karşı karşıya geldiler mi de tehlike. Ama ben’le o’nun durumu öyle değil, onların durumu biraz daha zararsız; çünkü ‘o’ her zaman uzak olandır ve arada mesafe oldukça insan bir hayli tedbir alabilir.

Sen’de ürküten bir taraf olduğu şundan da belli ki, Özdemir Asaf, sen demedi de; Sen Sen Sen dedi. Yani öfkeli, ya da içli bir hayıflanma ile, ah sen! der gibi dedi.

-se’nin hem dilek hem de şart kipi eki olduğu düşünüle! Yani ben dilese bile dilekleri şarta bağlı: başta sen’in kabul şartına! Bu neyi mi gösterir? Ben’in sadece bir başlangıç olduğunu. Devam ve sonuç, sen’le şekillenir, hâle yola girer, ya da aksi: yoldan çıkar, hâlsiz düşer. Fuzûlî sormuştu: ‘Ger ben ben isem nesin sen ey yar?‘ Şu demekti: Ben nasıl olur da ben kalabilirim sen varken! Her ikinci, beni değiştiren bir etmendir. Peki ya üçüncü? Beni bana geri verecek bir kurtarıcı belki de! Ama her çok-yakın’a gelen o, sen olacağına göre yine aynı dram.

‘Ben sen yokuz biz varız’ ancak Epika ülkesinde geçer. Lirika’da ise ben biz yokuz, sen varsın demek doğru. Bütün şiir sen üzerine kurulu: Aşklar, ayrılıklar, acılar hep bir sen’in yüzünden, güzellemeler, ağıtlar…

-de eki, bir oturmuşluk, bir dinginlik bildirir. Vardı, orada, var. Tıpkı onun gibi, yani oraya gider değil, orada bulunur gibi, ben de bende olmak isterdim. (Güzelim tevriyeler! Divan şiirini yarı yarıya, onlardan bol bol faydalandığı için severim.) Öyle, sen’den olmamak için bende olmak isterdim. Bende oldum mu sen de rahatsındır: Bir yerde durdum diye, kölenim diye.

Ben, bana hep bu/gün’ü hatırlatır. Bu iki kelime birleşik yazılınca şimdi, içinde bulunduğumuz gün anlamında zaman zarfıdır, ayrı yazılınca sıfat tamlaması. Ben’i daha iyi anlatabilmek, onun zamana bağlı tarafını verebilmek için arada buben gibi birleşik bir kelime kullanabilmeliydik. Çünkü ben’de her zaman bir şimdi anlamı gizli. Dünkü ben’le şimdiki ben hiç bir olur mu? Bu ben, buben‘lerin toplamıdır: ‘Her adımımda sonsuz ben’ler koyuyorum boşluğa’ (Asaf Halet Çelebi) Yalnız burada sen’le ilişkisi bakımından garip bir durum var: Buben‘ler zamana sımsıkı bağlı bugün gibi sen’e bağlıdır da, Bu ben, senden kurtulmuş, özgürdür âdeta. Bu ikilik de sen’e bitişik ben’le sen’den ayrı ben’in özgürlük ve tutsaklığını ispatlamıyor mu?

Ben bir anket yapsaydım örneğin bunları sorardım: Niçin anketlere verdiği hemen bütün cevaplarda sanatçının gizli kaygısı, bir ‘kendini savunma’, bir ‘kendini kaçırma’dır? Niçin sanatçılar eserleriyle sözlü-yazılı konuşmalarında, başkaları tarafından kolayca görülen çelişmeleri kendileri göremezler? Niçin aşkların bitiminde, ilk haftalarında, tatillerinde, boş sınıflarda.. niçin çıkması artık uygun görülmüş yazı ve kitapların basılı şekilleriyle ilk karşılaşmalarda, niçin inandığımız şeyleri başkalarından da duyunca bir boşluk, bir yıkıntı, bir hiçlik, bir boşunalık sarar bizi? Niçin başkalarından bize, övgülerde, yergilerde, bizden başkalarına kendimizi örtüsüz dile getirişlerde büyük suçlar işlemişiz gibi bir al basar yüzümüzü. Niçin…

Hatta bu gibi sorular dahi, bizde her şeye rağmen yine de değiştirilmiş bir ben olduğunu, bütün sen’lere rağmen yine de ben kaldığımızı gösterir. Çünkü bu alelâde sorular sen’siz sorulur. Ve güzel şey, diyebilmek: ben, benim!

Behçet Necatigil, Papirüs, Mayıs 1961

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir