Âşık Olmamak için 15 Neden

1. “Mutlu aşk yoktur.” Çünkü her aşk sona ermekle hükümlüdür, doğası bunu gerektirir. Aşkın bitmesi ise gözün açılması ve daha önce maşuka (sevilene) dair görülemeyen eksikliklerin neşvünemâ bulmasıdır.

2. Her aşk içinde bir ayrılık barındırır. İnsanın insana alışması aslında aşkın ölmesinden başka bir şey değildir. O halde her aşk içinde bir katil taşır. Mesele katilin ortaya çıkma vaktinin bilinmemesidir!

3.  Her aşkın dönüştürücü bir gücü vardır. Seven ister istemez sevdiğinin rengine (ahlakına) bürünür ki aslında bu kişinin kendi olamaması ve taklit bir hayat yaşaması demektir. O halde her aşk taklit kişiliklere gebedir.

4. Turgut Uyar bir şiirinde ayrılığın insanı deli ettiğini söyler: “Böyle sessiz ayrılıklarda, / her şey önceden belli olur. / en güzel zamanında, aşkın ve hayatın / insan deli olur…” İnsanı deli eden her şeyden uzak durmak gerekir.

5. Siz bakmayın Attila İlhan’ın “Çünkü ayrılıklar da sevdaya dâhil” mısraına. Hiçbir ayrılık sevdaya dâhil değildir. Bilakis ayrılık azap ve beladır. Dünyanın dar gelmesi, ruhun bedene sığamamasıdır. Alınan nefeslerin boğazı acıtması ve uykusuz gecelerdir. Ayrılık başlıbaşına beladır. Kahrolasıdır.

6. Bir köşeye mahzun çekilmemek, yemekten içmekten kesilmemek, uykuyu haram bilmemek için aşktan uzak durmak ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın sesine kulak vermek gerekir.

7. Âşıkla ilgili önümüzde iki ihtimal var. Ya sevdiğine kavuşacak ki bu durumda vuslat meydana geldiği için aşk bitecek ve bir alt mertebesi olan sevgiye inkılab edecektir. Bu da hazzın azalması demektir. Diğer ihtimal ise âşığın maşuka (sevdiğine) kavuşamamasıdır. Bu durumda hayat tam bir ıstırap halinde geçecek ve alınan nefesler tat vermeyecektir. Her iki halde de olan âşığa olacaktır. O halde aşk bir marazdır.

8. Aşk, sonucunda ne olacağının bilinmediği bir yola girmektir ve genelde bu yol aşığın hiç de istemediği yerlerde sona ermektedir. Gözünüzü açtığınızda bilmediğiniz sokaklar ve yaralar içinde uyanmak istemiyorsanız aşktan uzak durun.

9. Aşk gönüllü köleliktir. Âşık için tek önemli şey maşuğun istekleridir. Bu isteklerin saçma sapan olmasının hiç bir önemi yoktur. Tek gerçek sevgilinin ağzından çıkan sözlerdir. O halde aşk, insanı insan kılan aklın yok sayılmasıdır.

10. Aşk imkânsızdır. Her hâlükârda âşıklardan biri diğerinden daha fazla sever. Ve bu durum daha fazla seven için azap değildir de nedir?

11. Aşk doğaldır, evcilleştirilemez. Evcilleşme sözkonusu ise aşk yoktur. Ama her âşık maşuğu tarafından evcilleştirilir!

12. Ebû Saîd-İ Ebu’l-Hayr hazretleri bir rubaisinde “Yârim bana hep neşter üstüne neşter vurur / ‘Vurma’ derim, inadına daha çok vurur. / Değil mi ki gönlümde yeri var gündüz gece / Korktuğum şu ki neşteri kendine vurur.” buyuruyor. Yani aşığın kendini düşünecek hali olmadığı gibi gece gündüz sevdiceğini düşünür ve çektiği bela ise yanına kâr kalır. Maşuk sabah akşam zulmetse de âşık yine de maşuğu kendinden çok düşünür ve sakınır. Fakat gerçek şu ki her aşk sonunda solacak. Solacak bir çiçek için bu kadar kahra değer mi?

13. Âşık olunca kavuşamıyorsun.

14. Mecnun sadece bir sanı/yanılgı yaşadı. Leylaya dair yaşadığının bir gerçekliği yoktu. Çünkü Mecnun bir ömür sadece Allah’ı sevdi ama ilk başlarda Leyla’yı sevdiğini sandı: “Ger ben ben isem nesin sen ey yâr / Ger sen sen isen neyim men-i zâr.” Mecnun aşkın hakikatini ve aslını anlayınca yüzünü Leyla’dan çevirdi. Çünkü Leyla’yı hiç sevmemişti.

15. Eğer âşık olduysanız yukarıda anlattığım 14 maddenin hiçbir önemi yok. Çünkü aşk, aklın iptalidir. Kişinin kendinde olmaması, sevgilinin hayaliyle nefes almasıdır. Aşk gözleri kapalı yaşamak ama yine dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşünmektir.

Sulhi Ceylan

(İzdiham Dergisi, 51. sayı)

DİĞER YAZILAR

14 Yorum

  • silgim yok ve ama şu aşk ikimizin öyle de olsa , 25/04/2023

    söyle yavrum şu sözleri ve sakın ağlama
    mutlu aşk yok ki dünyada

  • Ot , 10/03/2023

    Hiç aşık olmadım.. Hiç aşık olmadığım için kendime kırgınım… Ve yıllarca kendimi aşık sandım. yanlış durakta bekledim yanlış durakta beklemenin verdiği bir hüzün vardır..
    Daha önce yaptığım bir yorumda edebifikir okumayanlar deli gibi aşık olsun ama aşık olduğu kişi onu sevmesin ya da hiç aşık olmasın ot gibi yaşasın demiştim yıllardır ot gibi yaşıyormuşum da haberim yokmuş

  • Raven , 03/02/2023

    Bunları bile bile yeniden derd-ü dert aramak :/

  • A.samed , 24/01/2023

    Bir de “sosyal medyayı kullanmamak için 15 nedeni”
    yazınızı bekliyorum hocam.

  • baş ağrısı , 22/12/2022

    bence sevginin aşırı hali düşünülürken insanın mülk edinmeye, hükmetmeye meyli ile bağlantı kurulması gerekir. ben ne yazık ki uçlarda seyreden hallerin hiçbir zaman temize çekilmemesi gerektiğini düşünüyorum — ne yazık ki. belki durumun zihinlerdeki büyülü manasını def edebilmek için daha kötü şeyleri çağrıştıran bir kelime kullanılmalı.
    “Âşıkla ilgili önümüzde iki ihtimal var. Ya sevdiğine kavuşacak ki bu durumda vuslat meydana geldiği için aşk bitecek ve bir alt mertebesi olan sevgiye inkılab edecektir. Bu da hazzın azalması demektir.” ve sevgi niçin alt mertebe olsun? hiyerarşi kurulacaksa bunun dayanağı haz mı olacak? ve ve aslında bana göre sevgide diyalog, kavuşunca biten illette ise hükmetme vardır. e şimdi hiyerarşiyi yeni baştan kuralım o zaman.
    şu da ilginç ki leyla’ya yokluk verilirken mecnun hala varlık sahibi. oysa leyla ile ilgili yaşanan yanılgının aynısı mecnunun kendisine de yöneltilebilir. mecnun kendisini sevebilmeye gücü yeter bir varlık olarak görürken de belki bir yanılgı yaşıyor.

  • 07lee , 22/12/2022

    Bir bulut olsam gökyüzünde
    Yağmur olup yağsam
    Islatsam saçlarını
    Belki o zaman kavuşabilirmiyim sana
    Belki de kara toprağa…..
    (Askerde yağmurlu bir havada nöbet tutarken yazmıştım bunu)

  • Kahrında hoş, lutfun da hoş , 21/12/2022

    Cana cefa kıl ya vefa
    Kahrın da hoş, lutfun da hoş,
    Ya derd gönder ya deva,
    Kahrında hoş, lutfun da hoş.

    Hoştur bana senden gelen:
    Ya hilat-ü yahut kefen,
    Ya taze gül, yahut diken..
    Kahrında hoş lutfun da hoş.

    Gelse celalinden cefa
    Yahut cemalinden vefa,
    İkiside cana safa:
    Kahrın da hoş, lutfun da hoş.

    Ger bağ-u ger bostan ola.
    Ger bendü ger zindan ola,
    Ger vasl-ü ger hicran ola,
    Kahrın da hoş, lutfun da hoş.

    Ey padişah-ı Lemyezel!
    Zat-ı ebed, hayy-ı ezel!
    Ey lutfu bol, kahrı güzel!
    Kahrında hoş, lutfun da hoş.

    Ağlatırsın zari zari,
    Verirsen cennet-ü huri,
    Layık görür isen nari,
    Kahrında hoş, lutfun da hoş.

    Gerek ağlat, gerek güldür,
    Gerek yaşat gerek öldür,
    Aşık Yunus sana kuldur,
    Kahrında hoş, lutfun da hoş.

    Yunus Emre

  • İhtimaller dünyasında ihtimalsiz kalan , 21/12/2022

    “Duydum ki evlenmişsin, bütün kalbimle tebrik ederim.” işin sonunda bu cümleyi kurmakta var ve bu cümleyi kurmak ölümden beterdir. Bu cümleyi kurma ihtimalini göze almıyorsanız aşık olmayın.

  • Anafor , 21/12/2022

    13 üncü madde kavuşamayınca adı aşk oluyor diye değiştirilse tamamen doğru olur. ama bu haliyle de çok güzel

  • Furkhan , 21/12/2022

    Aşk, köpeğin kuyruğunu kovalamaya çalışması gibidir. Hep çok az kaldı sanarsın ancak o hep senden uzaklaşır elbette…. Bunu kavrayamaz çünkü o, bunun neticesini düşünecek durumda değildir. O, sadece odaklandığı şeyin peşinden koşması gerektiğini bildiğini zanneder. Zaten geriye 2 seçenek kalır; ya kovalamayı bırakır ya da yorulsa dahi enerjisini toparlayıp tekrar koşmaya başlar yani hep koşmayı amaçlar çünkü onun için artık kendisinin pek bir önemi yoktur. Yani, ya pes eder ve bunun imkansız bir şey olduğunu ya da gereksiz, boş bir hareket olduğunu anlar. Ya da dediğimiz gibi kovalamaya devam eder. Yorulacaktır ama tekrar ve tekrar ve tekrar… devam edecektir kovalamaya …

    Ne kadar acayip ve bir o kadar da şaşılası bir durumdur değil mi ?
    Altı delik bir kovaya su doldurmak gibidir .. Sen kovayı doldurursun ve devam edersin. Belli bir süre sonra elindeki kovanın sanki hafiflemeye başladığını sanarsın ama baktığında ise içinde hala su vardır, gereğinden bir tık azalmıştır sadece. Yolda gelirken döktüğüne yorarsın bu bir tık eksik suyu. Bu şekilde kendini tatmin ederek ilerlersin ve artık kovanın ağırlığı veyahut hafifliğini takmamaya başlarsın. Çünkü sen daha o an kendini kandırdın bir kere.. Bu şekilde biraz devam eder ve ansızın kovanın içinde su olmadığını görürsün. Dehşete kapılırsın. ”Ama bunun içinde su vardı!” diyerek hiçbir şey yapmadan düşünmeye başlarsın. Kovanın altındaki deliği gördüğünde peyderpey bazı şeyler kafana oturmaya başlar ancak iş işten geçmiştir…
    İnsanın bu şekilde kaybettiklerini geri edinmeye çalışması da onun için ayrı bir kısır döngüdür.
    Kimse böyle bir duruma düşmek istemez.

  • eskici , 21/12/2022

    Bir güzeli görüp yaratanına hayran kalmak, o güzel de en güzel kulu anmak nedir üstad? “Her aşkın dönüştürücü bir gücü vardır. Seven ister istemez sevdiğinin rengine (ahlakına) bürünür ki aslında bu kişinin kendi olamaması ve taklit bir hayat yaşaması demektir. O halde her aşk taklit kişiliklere gebedir.” dersin, dersin de taklit ettiğin kişi en güzel insan ise taklit etmek doğru değil midir? Sevdiğinin rengine boyanmak ise sevmek kimi sevdiğin hiç mi mühim değildir?

  • silgim yok!!!!!! , 20/12/2022

    aşk korkunç bir şey

  • akıl iptal , 20/12/2022

    ben aşık olmamak için ikna oldum. ama yine de gözleri kapalı mutluluğu diğer 14 maddeye tercih etmemek için hiçbir neden yok. aşk acısı çekenler, bir daha hiç kavuşamayacak olduğunu bilenler ve diğerlerine selam ederim.

  • Ayşe B. , 20/12/2022

    Tüm bunlar doğru. Bununla birlikte soru şu irade ederek mi aşık oluyoruz?
    Kesb edilmeğen eylem vehben dimağımızda tutunduysa bu illetler niçin bizi bağlasın? Bağlamıyorda. Neyse ki Allah aklına aşık olanların burnunu bu kuvveyle sürtüyor da terbiye vücuda geliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir