Yardan Ayrı Gayrı Olmaz!

Ne zillet vermeğe râgıb ne devlet hâhımız vardır
Ko gayrı gayra yâr olsun bizim Allah’ımız vardır
(Hayalî)

Elmalılı Hamdi Yazır tefsirine eûzü besmelenin neden tercüme edilemeyeceğini izah ederek başlıyor. Besmele tercümesi olarak sunulan; esirgeyen, bağışlayan, acıyan, merhamet eden gibi sıfatları, ismin yerine kullanıldığı ve anlamca kuşatıcı bir yakınlığı bulunmadığı sebebiyle tenkit ediyor. Elmalılı Hoca’ya göre bu sıfatlar arasında Rahman ve Rahim’i karşılamaktan en az uzak olanı “yarlıgayıcı”. Yarlıgamak kelimesiyle besmelenin anlamını fehmedebilmemiz mümkün değilse de konuşarak onla hemcivar olabilir, o civarda bir yerlere konşu olabiliriz. “Allah yarlıgasın” dediğimizde yarlıgamak bize ilk önce kavminin eşrâfından olduğunu gösterir. Her dilde Allah’a sunulan duâlar o ilde olan kelimeler içinde en seçkinleri demektir.

Yarda Allah Teâlâ ile olan dostluğu bile ifade edebilme kudreti olduğuna göre dostluğun doruğu işaret ediliyor demektir. Mâverâünnehir’de çocuklara hâlâ Allah Yar isminin verildiğini biliyoruz. Dostluğun Türkçede arkadaşlıktan ayrı tutulması ve daha derin sevgiler için ileri sürülmesindeki derinlik, yâri uçurum anlamına kavuşturuyor. Uçurum olan yar kelimesindeki uçarılığın bir anlamı da aşkınlık. Beş parmağımızın ortasındakine, uzunluğuyla en uçta olanına, boyu diğer parmakları aşana demişiz. Uçurum hem derinlik ve yüceliği hem de bunların zımnında bulunan tehlikeyi yani dostluğu çağırıyor. Dostluk yâri ağyardan ayırmakla, onu biricik tutmakla ve giderek hepsinden ayrılıp vedalaşmakla kabil oluyor.

Uçurumdaki ayrılık çok derin olduğu için yakıştırma yoluyla teşmile uğramış ve bıçak sırtı işler anlatılırken yar tercih edilmiş. Türkçe yâr (uçurum, dik yamaç) ile Farsça yâr’in (sevgili, dost) birbirinden farklı kelimeler olmadığının veya sesteş gibi bir acayiplikle açıklanamayacağının bir şâhidi de yara kelimesi. Yaranın temel anlamı yarık olduğu halde, cerahat toplayan yaranın kapanması zaman aldığı ve kapanana kadar sızladığı için kelime mânevî dert anlamı da kazanıyor. Uçurumun sevgiliye sirayet etmesinde yaranın dert açmasından çok başka bir tecellî yok: Hal sârîdir.

Yar’ın ayırmaktaki ayr’ın munkalibi olduğu anlaşılıyor. Yarık ve ayrık birbirine nerdeyse nefes ve nefis kadar yakın kelimeler. Bir şeyi yardığımız zaman o şey ayrılıyor, ayrılan yarısına da yarım deniyor.  Yargı iyiyi kötüden, haklıyı haksızdan ayırıyor. Yargı yarlıkla yani ferman vermekle oluyor. Yarlıgamak, yârânı kayırmak, ayrı tutmak anlamına geliyor. Dosta ve dostluğa yaraşan bir diğer iş yardım etmeye yârî de deniyor. Yar-atmak, bir şeyi yarıp yararlı olanları ayırmak ve onlardan yeni bir şey husule getirmek. Yarışa katılan herkes birbirinden ayrılıyor. Savaşta başın gövdeden, canın tenden ayrılması için silah yani yarak gerekiyor. Yarın olunca güneş ışığı gece karanlığını yarıyor ve beyaz iplik siyah iplikten ayrılıyor.

Yarmak ve ayırmak kökünden müştak başka bir kelime de yır-mak ve ır-mak. Irmak, ayırmak ve uzaklaştırmak anlamına gelirken buradan teşmille vâdîdeki akarsu için de söylenilmiş. Yaklaşık olarak, yıramak, uzaklaşmak; y-ırak, uzak demek. Ayrılıkla merbut olan yarın safahatini gördükten sonra şarkı söylemek anlamına gelen y-ırlamaya da şaşırmamak gerekir. Yır’ın Kaşgârî’de türkü, Ahterî’de şarkı anlamı var; “Ol yır yırladı” deniyor. Ahterî’de bu kelime için teganni ile birlikte terennüm de ilave edilmiş. Dil yazıdan ve gözden önce sözün ve kulağın ameli olduğu için, ırlamaya terennüm etmek demek telaffuzu bakımından daha mütenasip gözüküyor. Irlamak m-ırıl m-ırıl mırıldanmak, iniltili bir sesle firkatten dem vurmak olsa gerekir.

G-ayrı’dan ayrılan kelimelerde; Latince’nin Batı dillerini doğurması gibi Türkçe ve Farsça’nın da Arapça’dan meydana geldiği kaziyesini güçlendirecek emareler var. Bir çırpıda söyleniveren “ayrı gayrı olmaz” deyimi, ayrının gayrıdan; Türkçe’nin Arapçadan ayrılamayacağını göstermektedir. Nitekim Divan-ı Lügati’t-Türk’te “ayruk” kelimesi “artık, gayrı, bundan böyle” anlamında ifade ediliyor. Galebelik’in zamanla kalabalık’taki sertleşmeye uğraması gibi, ayrı tutmak anlamındaki gayırmak (kayırmak) da yine buradan, gayrıdan geliyor olmalıdır. Yayıkta çalkalanan yoğurdun yağı ayrıldıktan sonra kalanını suyla çoğaltarak yapılan ayrân, söylenildiği gibi pek de “öz Türkçe”ye benzemiyor. Hayrân ve seyrânda olduğu gibi “ân” eki çoğulluk bildirip ayr’ı çoğaltmış olacaktır. Ayırma ve ayrılma uzvu ayak da aynı kökten gelmiş olabilir. Tüm bunlar, etimologların ayrukun köküyle ilgili olarak söylediği ad-ruk’tan geldiği söylencesinden de Farsça yar kelimesinin ayyardan (hilekar) geldiği rivayetinden de makul gözüküyor.

Mehmed Emir

DİĞER YAZILAR

5 Yorum

  • furkan , 11/11/2020

    kelimenin anlamı yara imiş…

  • Feyyaz Kandemir , 09/11/2020

    nefis hir yazı.

  • Ebedifikir , 09/11/2020

    Türkçedeki yar (uçurum) kelimesi için Iki kara parçasının birbirinden “ayr -ılması” diyebiliriz herhalde.

  • muhammed şamil , 09/11/2020

    Tenâsuhî bir latif neşve olmuş ahıcayızım. kitabetini tebrik ile yüce çalabımdan bereketler diler fühûm-u-fıkh-ı âliyede silkinizi refatlerle bilmek isteriz. ve selamun ala nuha fil alemin.

  • yarı-yorum , 08/11/2020

    Allah ne muradınız varsa versin Mehmed Emir Hocam. O kadar mutlu oldum ki şiir gibi kuş sesleri gibi geldi bana. Sebebi uzun hikaye ama elimden geldikçe özetlemeye çalışacağım. Ben mezun konumunda dershanede türkçe dersinde öğretmene ‘yar’ kelimesi ile ilgili bir soru sormuştum : Bizim buralarda sırt’a ‘yargın’ derler , uçuruma ‘yar’ derler – O zamanlar köyde duyardım tabi bu kelimeleri – sevgili, yaren, yar kelimeleri arasında bir bağlantı var mı? Tabi o zamanki ifadelerimi hatırlamıyorum sadece bana güldüğünü ve bütün sınıfı da bu alayına teşvik ettiğini ve yaralandığımi hatırlıyorum. Metni okumadan önce resimdeki kelimeler Bana bu olayı ve alayı hatırlattı. Metni okudukça yara yarıldı . Çok mutluyum bunun bir nişanesi olarak acizane :
    Şu yüze dön dedi büyükannem
    Yargınını bana daya
    Ne yüzle diyemedim
    Ne düşebildim yardan
    Ne varabildim yara
    Bilmiyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir