Tarihten başlayalım. Tarihin ilim mi, bilim mi, disiplin mi olduğuyla ilgili sahici bir kanaatim yok. Dolayısıyla tarih şudur, tarih budur demeyi tarihçilere bırakırım. Ancak kendi halinde bir sünni olarak her konuda olduğu gibi tarih konusunda da beni sınırlandıran ve bana yol gösteren kıstaslarım var. Birini itham etmek için ayet-i kerime, hadis-i şerif, âlim veya veli tenkidi ararım. Çünkü bunlardan birisi varsa o kişiyi itham etmekte hayır vardır. Misalen Yezid’in aleyhinde İmâm-ı Rabbânî hazretleri de dâhil olmak üzere pek çok Allah dostunun ağır sözleri vardır. “Yezid’in yaptığını Frenk kâfirleri bile yapmaz” bunlardan biridir. Böyle bir durumda Yezid’in aleyhinde konuşmayı, Yezid’in amelini sevmemeyi ve sevdirmemeyi bir görev addederim. Ne var ki saydığım dört delil dışında bir delilim yoksa asla tarihte yaşamış biri hakkında ithamda bulunmam. Misalen ne Merzifonlu’yu kötülerim, ne Sarıca Hüseyin Paşa’yı. Şimdi bana o zaman tarihten nasıl ders çıkaracaksın diyenler çıkabilir. Şöyle çıkaracağım; bir ders almak için kimseyi kötülemeye gerek yok. Olayı her şekilde yaşanmış farz eder ve hepsinden ders çıkarırım. Merzifonlu şöyle yapmış olabilir, Sarıca böyle yapmış olabilir diye bütün ihtimalleri gözden geçiririm ve sonuç olarak hiçbirini de böyle yapmıştır, şöyle yapmıştır diye itham etmem. Yani ders almak için kimseyi suçlamaya gerek yok, ders almak için bir olayın tarihte yaşanmasına bile tam anlamıyla gerek yok. Peki, kimseyi över misin diyecek olursanız elbette överim. Hakkında iyi bir şey söylenen herkesi överim. Fatih Sultan Mehmet Han’ı överim. Ama Fatih’in kardeş katli fetvası aldığına dair evrak var diyorlar. O evrakı görmedim. Merak da etmiyorum. Diyelim ki var. Buna dayanarak işin aslını bilmeden Fatih’i itham etmeye gerek yok, ben tarihçi olmadığım için evrakı okumama da gerek yok. “Bir kardeşin devlete kastetmedikçe, padişaha ihanet etmedikçe sırf taht kavgası çıkarır diye katledilmesi haramdır” derim. “Osmanlı bunu yapmıştır” veya “Fatih bunu yapmıştır” demem. Bununla birlikte “Osmanlı da günah işlemiştir, Fatih de işlemiştir” derim, “Osmanlı bu günahı işlemiştir, Fatih şu günahı işlemiştir” demem. Asıl İslâm Devleti ve asıl halifeler adı üzerinde Raşid Halifeler Devleti ve Raşid halifelerdir. Hadis-i şerifte sözü edilen ısırıcı saltanat da ondan sonra başlamıştır. Hz. Mehdi’ye (a.s) kadar da hiçbir devlete bakıp müslümanın devleti böyle olmalıdır, hiçbir padişaha bakıp müslüman padişah böyle olmalıdır denmez. İlla bir devleti model almamız lâzımsa devletimiz var, illa bir hükümdarı model almamız lazımsa en az 6 hükümdarımız var. Isırıcı saltanatın şerhini yapmak ihanetle itham etmekle olmaz. Isırıcı saltanat hakkında hadis-i şerif olduğu gibi milleti devlete ve eksik imama uymaya çağıran hadis-i şerifler de vardır. Millet Ehl-i sünnettir. Ehl-i sünnet halk yani tebaa da âlimlerin ve velilerin aşığıdır. Bu sabittir. Âlimlerin ve velilerin padişahlarla, devletlerle ilgili eserleri de ortadadır. Akşemseddin hazretleri Fatih’i severken Akşemseddin hazretlerine âşık olan Türk milletinin Fatih’i sevmediğini söylemek bana mantıksız geliyor. Eğer millet gerçekten devlete düşman olsaydı milletin rehberleri, liderleri, sevgilileri olan zatlar devlete karşı gelirlerdi. Dolayısıyla tarihimizde devletimizle milletimizin büyük ölçüde barışık olduğunun ispatı da yine âlimlerimiz ve velilerimizdir. Bununla birlikte âlimlerin ve velilerin yerdikleri kişileri de yermek gerektiğini zaten söyledim.
Buraya kadar okuyanları tebrik ederek şiire bakışıma geçiyorum. Bununla ilgili zaten bir yazı yazmıştım ama yine de bazı eklemeler yapmam gerekir. Ben şiir okuruyum. Beğenirim, beğenmem, beni bağlar. “Cahit Zarifoğlu bana göre Türk şiirinin zirvesidir” deyip duruyorum yıllardır, bir kişi kâle alıp dinlemiyor bile beni. Bu da halkımızın da bu konuda bana itimat edilmeyeceğini gösterir. Yani gerçekten Zarifoğlu zirveyse bile bunu söylemek Mükerrem’e mi kaldı? Öyleyse şiir hakkında konuşmak bana düşmez. Niye şiirle ilgili bir tartışmaya dâhil oldum? Orhan Veli tartışmasının şiirden çok başka meselelerle ilgili olduğunu düşündüğüm için.
Osmanlı’ya nasıl bakıyorum? Osmanlı Devleti’nin doğruları ve yanlışları vardır. Bu doğrularda ve yanlışlarda Osmanlı milletinin de, Türk milletinin de, sünni milletin de payı vardır. Osmanlı zamanında millet nasılsa öyle yönetilmiş, bugün de millet nasılsa öyle yönetiliyor. Osmanlı’yı yerer miyim? Tarih kitaplarında yazanlara bakıp yermem. Tarih ilimse de, bilimse de, disiplinse de benim için birini yermek için yeterli delil değil. Ama âlimler ve veliler Osmanlı’yı yermişse ben de yererim. Osmanlı’dan ders çıkarılır mı? Pek çok ders çıkarılır. Size hemen bir tane çıkarayım. Osmanlı Ankara Savaşı’nda yıkıldığı halde yıkılmadı. Bu nasıl oldu? Şimdi bunun nasıl olduğuyla ilgili araştırmalar, akıl yürütmeler kimin işine yaramaz? Amerika’nın da yarar, Rusya’nın da yarar, Türkiye’nin de yarar. Peki, Osmanlı’yı özlüyor muyum? Sadece Osmanlı’yı değil, müslümanların kredi kartı kullanmadığı günleri de özlüyorum. Osmanlı’yı çok özlüyorum. En çok ise Asr-ı saadeti özlüyorum.
İsmet Özel’e gelelim. Ben kitap konusunda ince eleyip sık dokurum. Öyle önüme gelen her şeyi de okumam. Bu kitapları da ince ince, düşüne düşüne, tartışa tartışa okurum. Böyle olunca bana yeni gelen, ilgimi çeken pek bir şeyle karşılaşmam. Çünkü bir sosyoloji profesörünün söylediği şeyin özetini veya benzerini zaten Sosyoloji’ye Giriş kitabında okumuşumdur. Entelektüelleri, akademisyenleri, fikir adamlarını filan dinlemekten sıkılırım. İsmet Özel benim temel kitaplarda bulamadığım, bana çok kışkırtıcı ve yeni gelen bir sürü şey söylüyor. “Modernizm Anti-Türk bir şeydir” sözünü ilk duyduğumda verdiğim tepkiyi herhalde dinlediğim hiçbir entelektüele vermemişimdir. Ancak bununla birlikte İsmet Özel’in söyledikleri, yazdıkları içinde hızlı, özensiz, tutarsız bulduğum noktalar da var. İsmet Özel’in bazı insanlara ve kurumlara yaptığı ithamlarıysa kabul etmem mümkün değil. Bir şeye ihanet, birine hain demek için düşünce yetmez, şiir de yetmez, İsmet Özel olmak da yetmez. Âlimlerin ve velilerin tasdiki gerekir.
Mükerrem Mete
ORHAN VELİ TARTIŞMASI
Orhan Veli Hakkında Birkaç Not
Orhan Veli Şiirini Sevmemek için 10 Neden
Orhan Veli ve Şiiri Hakkında Bir Şeyler Yazmamak için Yazılmış On Neden
İsmet Özel’in Orhan Veli Hakkındaki Sözleriyle İlgili 10 Soru
10 Yorum