- İbrahim Halil Aslan
- 10/10/2012
- Deneme
Bağbozumu Çetin Olur Sürgünün
Bağbozumuydu. Nine Hatun şalını serdi peşi sıra. Kırlangıçların göç mevsimiydi ya; haber demekti bu. Her bahar yiğitlerin öyküsü doldururdu
Bağbozumuydu. Nine Hatun şalını serdi peşi sıra. Kırlangıçların göç mevsimiydi ya; haber demekti bu. Her bahar yiğitlerin öyküsü doldururdu
Sergey’in hikâyesi bende derin bir iz bıraktı. Küçüklüğümden beri insanların belirli frekanslarda yaşadığını düşünmüşümdür. Tıpkı radyolar gibi. Aynı frekansın
“Ateş ancak yakabileceği her şeyi yaktıktan sonra söner.” (Oruç Aruoba) Seslerini duyduğumuzda aklımızı başımızdan alanların kokusudur bu, şairin duyup
Geçen gün, oldukça popüler bir dizinin orta yerinde söylenen bir sözle donakaldım: “İnsan bilmediği bir şeyin hayatında nasıl bir boşluk
Bazen denizin ortasında bulursun kendini. Ardında bıraktıkların karşı kıyıda bekliyordur. Bazen her şey bir vapur yolculuğunda bulur anlamını. Unutamadıkların
Bilen bilir; denizini içinde besleyen, fırtınalarını da kendi doğurur. Bazı fırtınalar takvimsiz vurur sürgün yerinde. Har ile harman savurur zemheri
“O sabah sekiz gibi beni aradı. Ben de o gece sabaha kadar çalışmıştım, sağlam bir uyku uyumayı düşünüyordum. Telefonu
Hüzün, yağmur gibi inerken odama, kendi derinime çekilmiş çaresizliğin kollarında uyumaya çalışıyordum. Radyom, uyumamı sağlar diye hafiften açıktı. Derken
Gitmek bir parça ölmektir demişlerdi. Bilmenin en umursamaz yazgısıyla bildim. Her seferinde bir daha görmek için yalvarırken, tavşan çaresizliğiyle
Uzun soluklu çalışmanın ortasındayım yine. İşim gereği bunu yapıyorum ancak bu durumdan memnun olmadığımı kimse iddia edemez. Saat daha
Aynı seyirle devam eden günlerimin bir önceki gece ile klonlaştırılmış gecelerinden birini geçirmekle meşgulüm. Şehrin ordusu gibi dizilmiş apartmanlar,
Kış’ a özel bir televizyon kanalı kurmak istiyorum. Hangi dağda kaç kardelen doğmuş, yeryüzüne düşen kar tanesi sayısı kaça
İçimdeki sebepsiz mutsuzlukların dorukta olduğu bir gün… Evden çıkmak için dakikalarca süren hazırlıklarım nihayet sona eriyor. İçime sinmesi için
Şimdi gitmek her zamankinden daha zor. Vakitlerden gece. Gelip sadrıma oturan bir ağırlığı taşıyamadığım için yazıyorum. Aslında ne yazmak