Boynumda Asılı Duran Karanfil

  Yüreği batılılık ekseninde mazoşist, aksanı desen bilmediğim bir mezcup. Gözleri birer uçurum sanki yaşamaya, elleri şehrayini gibi desenlerin. Yüzü

Tam Belkemiğimde Bir Cani

  Ben bir daha şiir yazmayacağımı anneme söyledim Zaten bunu Lady Gaga’ da bilir. Belki de bu yüzden başlamıştır sırf

Nihat İlhan’a Yazılmış Bir Öykü

  Yükledi anlamını sırtına, onun için anlamsızlık kâfiydi. Ve birkaç dize bıraktı ardından, bir şiirde yarım bırakılmış. Sonra avuntularını, çaresizliğini,

Şehrimde Solgun Kırlangıçlar

  “Değerli bir yazıysa Bilal Can’a ve Daha saf ve daha sadeyse özü Mustafa Çolak’a”   Yüzünde birkaç kırık söz

Güzel Bir Gün Ölmek İçin

  Bazen bir şarkı yüreği seslendirir. Yağmuru tutar ve sevdaların tam ortasına bırakır. Bazen bir şarkı sensindir, bazen sessizliğin, bazen

On Maddede Gerçekleri Bilmemenin Güzelliği

  1. Bazı şeyleri bilmemek gerekir. Yüzünü yere kapatarak ve hayatı beklemeyerek. Beklemeyerek yeryüzündeki o solgun ifadeyi, yalnızlığın büyüsünü üstüne örtmek

İki Yabancı

  O’ na yazılmıştır… Konuşmaya başladılar. Adam sanki bütün yükünü masaya bırakmış ve sesleniyordu. Yaşamaktan artan cümleler dudaklarında birer sancı

İstifra Sancısı

Saat 15.00 suları, Filistin’de Bir Yerde Ve bir şarkının kalbinde oturan çocuk o gün evinden çıkmıştı. Her adım atışında ardında

Hayatı Azalan Nefesler

  ve yaşamaktan uzaklaşınca gözlerim bir kuru vakittir her şeyi sonlayan. yüreğimde ur tabakası katli canilerin ve savaşa giden bütün

Nitatolojizm; Yaşama Felsefesi

  Yalnızlık… Bütün her şeyden uzaklaşmak; yalanlardan, insanlardan, hayatın anlamsızlığından, kendinden. Fakat ne kadar kaçmayı denersen, o kadar kendinle buluşuyorsun.

Baba ve Oğul Draması

  Yoruldu. Masanın bir ucuna uzandı çocuk. Başından geçenleri düşündü. Babasıyla uyumsuzluk içerisindeydi. Babasının hayatını yönlendirmek istemesini ve onun istekleri

Hüzünsel Anıların Esintileri

  Yıl 1991. Bir çocuğun doğum yılı. Pırıl pırıl. Gözleri yaşamdan bir kuple taşıyor. Bir hemşirenin elinden annenin ellerine doğru

Asılı Kaldık Kelimelerle

  Kelimeler şehrin sokaklarına düşüyor. Yeryüzünde hiçbir şey yokken kelimeler yorgundu. Ağzımızın acı ve ıslak seyrinden bir tat aldılar. Bizim

Ölüm Terkib-i Bendi

    “Çok yorgunum. Asırlara değil sana seslenmek istiyorum. Şöhretten ebediyetten bana ne? İstiyorum ki bütün yazdıklarımı ve yazacaklarımı sen